ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > 2008 mali yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerine konuşması
MHP GRU­BU ADI­NA YIL­MAZ TAN­KUT (Ada­na) - Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; 2008 ma­li yı­lı Cum­hur­baş­kan­lı­ğı büt­çe­si üze­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni arz et­mek üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.
De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, he­pi­ni­zin ma­lu­mu ol­du­ğu üze­re, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak, se­çim so­nuç­la­rı­nın bel­li ol­du­ğu ilk gün­le­rin he­men aka­bin­de, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de­ki tav­rı­mız ve iz­le­ye­ce­ği­miz yol biz­zat Sa­yın Ge­nel Baş­ka­nı­mız ta­ra­fın­dan açık­la­na­rak, ba­şın­dan be­ri AK­P'­nin yap­mak­ta ol­du­ğu mağ­du­ri­yet ve maz­lu­mi­yet kum­pan­ya­la­rı­nı so­na er­dir­miş ve bu ko­nu­nun is­tis­ma­rı­nı ya­pan bü­tün ke­sim­le­ri sa­mi­mi­ye­te da­vet et­miş­tik. 22 Tem­muz se­çim­le­rin­den ön­ce Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­riy­le il­gi­li ne söy­le­miş­sek, se­çim­ler­den son­ra da söy­le­dik­le­ri­miz­den hiç ta­viz ver­me­den, cid­di, il­ke­li, se­vi­ye­li ve ka­rar­lı si­ya­set an­la­yı­şı­mı­zı bir kez da­ha yü­ce mil­le­ti­mi­zin tak­dir­le­ri­ne sun­muş ol­duk.
Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de ha­zır bu­lu­na­rak, ken­di ada­yı­mı­zı des­tek­le­ye­rek, 22 Tem­muz se­çim­le­rin­den ay­lar ön­ce söy­le­dik­le­ri­mi­ze bi­na­en dü­rüst si­ya­set an­la­yı­şı­mı­zın bir so­nu­cu ola­rak, Par­la­men­to­mu­zun say­gın­lı­ğı­nı yi­tir­me­den önü­nün tı­kan­ma­sı­nı is­te­yen zih­ni­yet­le­ri de bu ham­le­miz ile mağ­lup et­miş ol­duk. Bu sa­ye­de cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin te­mel ta­şı olan Mec­li­si­mi­zi ça­lış­tır­dık ve mev­cut par­la­men­ter sis­te­mi­mi­zin za­fi­ye­te uğ­ra­ma­sı­nın önü­ne ge­çe­rek Türk de­mok­ra­si­si­ne bü­yük bir hiz­me­ti ger­çek­leş­tir­dik. Do­la­yı­sıy­la, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­ri­ni is­tis­mar ede­rek, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı­nı tar­tış­ma ko­nu­su ya­pa­rak ken­di­le­ri­ne si­ya­si rant sağ­la­ma pe­şin­de olan ve ger­çek gün­dem­le­ri sak­la­mak su­re­tiy­le mil­le­ti­mi­zi al­da­tan bü­tün ta­raf­la­ra da izin ver­me­miş ol­duk.
Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­ze gö­re Cum­hur­baş­kan­lı­ğı bir si­ya­si par­ti­nin ira­de­si­nin ve hü­kû­met ol­ma me­se­le­si­nin dı­şın­da ve üs­tün­de, bü­tün Tür­ki­ye­'yi tem­sil eden en yük­sek ve önem­li bir ma­kam­dır. Baş­ka bir ifa­dey­le, ül­ke­mi­zin ve mil­le­ti­mi­zin bir­li­ği­nin ve bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­nün sem­bo­li­ze edil­di­ği en önem­li ku­rum­la­rı­mız­dan bir ta­ne­si­dir. Bu ma­ka­mın, par­ti­le­rin kü­çük he­sap­la­rı­nın ve si­ya­si ih­ti­ras­la­rı­nın de­ğil, de­mok­ra­tik kül­tür ve si­ya­set ah­la­kı­nın öne çık­ma­sı­na ne­den ola­cak bir uz­laş­ma­nın ze­mi­ni ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Çün­kü, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı yü­ce bir ma­kam­dır ve her tür­lü si­ya­si mü­la­ha­za­nın üs­tün­de­dir. Ka­ti su­ret­te, mil­le­ti­mi­zin ak­lı­nı ka­rış­tı­ra­cak, po­le­mik ko­nu­su ola­cak her tür­lü su­ni ve si­ya­si tar­tış­ma­nın dı­şın­da bı­ra­kıl­ma­sı ge­re­ken çok önem­li bir ma­kam­dır. Bun­la­rın sağ­lan­ma­sı için hem se­çi­len Cum­hur­baş­ka­nı hem onu se­çen­ler hem de se­çil­me­si­ne sı­cak bak­ma­yan­lar ti­tiz­lik­le bu hu­sus­la­ra dik­kat et­me­li­dir­ler.
Öbür yan­dan, Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı, Hü­kû­me­tin sa­yı­sal ço­ğun­lu­ğu ile Mec­lis­ten ge­çir­di­ği bü­tün ya­sa­la­rı, da­ha ön­ce söz ko­nu­su Hü­kû­me­tin ve­ya par­ti­nin üye­si da­hi ol­sa, ik­ti­dar par­ti­si­nin bir no­te­ri gö­rün­tü­sü ile anın­da onay­la­yan bir ma­kam da de­ğil­dir.
Çün­kü, Cum­hur­baş­ka­nı, han­gi si­ya­si dü­şün­ce ve­ya olu­şum­dan ge­lir­se gel­sin, se­çil­dik­ten son­ra ken­di­si­ni des­tek­le­me­yen­le­rin de Cum­hur­baş­ka­nı ol­du­ğu­nu unut­ma­ma­lı­dır. Ak­si hâl­de, bir­li­ği­mi­zin tem­sil­ci­si ko­nu­mun­da olan bu ma­ka­mı da si­ya­sal­laş­tır­mış olur ki do­ğa­bi­le­cek sı­kın­tı­lar ve ge­liş­me­ler üni­ter ya­pı­mı­zı ve cum­hu­ri­ye­ti­mi­zi te­la­fi­si im­kân­sız bir şe­kil­de ze­de­le­miş olur.
Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Cum­hur­baş­ka­nı dev­le­tin ba­şı­dır. Bu sı­fat­la, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­'nin ve Türk mil­le­ti­nin bir­li­ği­ni tem­sil et­mek­te­dir. Ana­ya­sa­'nın uy­gu­lan­ma­sı­nı, dev­let or­gan­la­rı­nın dü­zen­li ve uyum­lu ça­lış­ma­sı­nı gö­ze­tir ve gö­re­ve baş­lar­ken şöy­le ye­min eder: "Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­'nin şan ve şe­re­fi­ni ko­ru­mak, yü­celt­mek ve üze­ri­me al­dı­ğım gö­re­vi ta­raf­sız­lık­la ye­ri­ne ge­tir­mek için bü­tün gü­cüm­le ça­lı­şa­ca­ğı­ma, bü­yük Türk mil­le­ti ve ta­rih hu­zu­run­da, na­mu­sum ve şe­re­fim üze­ri­ne ant içe­rim." Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız bu ye­mi­ni Mec­li­si­miz­de yap­mış ve gö­re­vi­ne baş­la­mış­tır. Ye­min met­nin­de de be­lir­til­di­ği gi­bi, hem ye­mi­ni ya­pan Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­mız hem de onun şah­sın­da Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı ta­raf­sız ol­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­dir. Ama bu­gün AKP İk­ti­da­rı­nın çı­kar­dı­ğı bü­tün ya­sa­la­rın, mu­ha­le­fe­tin hak­lı ge­rek­çe­ler­le iti­raz et­ti­ği il­gi­li mad­de­le­rin da­hi in­ce­len­me­den, dik­ka­te alın­ma­dan, jet hı­zıy­la onay­lan­ma­sı ne ya­zık ki Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı­nın ta­raf­sız­lı­ğı­na göl­ge dü­şür­mek­te ve his­set­ti­ril­me­den ya­vaş ya­vaş si­ya­sal­laş­ma­sı­na ye­şil ışık ya­kıl­ma­sı ko­nu­sun­da en­di­şe­ye se­bep ol­mak­ta­dır. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ar­tık, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı, da­ha ön­ce gö­rev yap­tı­ğı par­ti­nin de­ğil, bü­tün mil­le­tin ve bü­tün par­ti­le­ri­mi­zin Cum­hur­baş­ka­nı ol­du­ğu­nu hiç unut­ma­ma­lı­dır. Ya­ni, her­ke­se ve her ke­si­me eşit me­sa­fe­de bu­lu­nan bir ma­kam ol­mak zo­run­da­dır. Eğer böy­le ol­maz ise ve­re­ce­ği bü­tün ka­rar­lar hep tar­tı­şı­la­cak ve en­di­şe­le­re ne­den ola­cak­tır.
Öte yan­dan, Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı, tem­sil­ci­si ol­du­ğu Türk mil­le­ti­nin ve Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin şan ve şe­re­fi­ni ko­ru­ya­ca­ğı­na da­ir de ye­mi­ni­ni hiç unut­ma­ma­lı­dır. Do­lar ve pet­rol zen­gi­ni dev­let­le­rin baş­kan ve kral­la­rı­nın ül­ke­mi­zi zi­ya­ret­le­ri es­na­sın­da on­la­rın ko­nak­la­dık­la­rı otel­ler­de on­la­rı zi­ya­ret eder­ken dev­le­ti­mi­zin ve mil­le­ti­mi­zin onu­ru­nu ve hay­si­ye­ti­ni tem­sil et­tik­le­ri­ni de hiç unut­ma­ma­lı­dır­lar. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)
Ay­rı­ca ken­di dev­le­ti­nin ku­rum ve yö­ne­ti­ci­le­ri­ni ba­sı­na şi­kâ­yet ede­rek, san­ki bir po­li­ti­ka­cı ve­ya si­ya­si bir akı­mın söz­cü­süy­müş gi­bi dav­ra­nış­lar­da bu­lun­ma­sı da ke­sin­lik­le doğ­ru de­ğil­dir. Cum­hur­baş­ka­nı ola­rak gör­müş ol­du­ğu yan­lış­lık ve ek­sik­lik­le­ri biz­zat il­gi­li ku­rum ve yö­ne­ti­ci­le­re ken­di­le­ri bil­dir­me­li ve as­la ba­sın yo­luy­la me­saj ilet­me­me­li­dir.
Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu ma­kam he­pi­mi­zin bil­di­ği gi­bi bir­ta­kım ge­rek­çe­ler­le yıp­ra­tıl­ma­ya ça­lı­şıl­mış­tır, ama özel­lik­le de büt­çe ça­lış­ma­la­rıy­la ta­ma­men yıp­ra­tıl­ma­ya açık bir hâ­le ge­ti­ril­miş­tir.
2005 yı­lın­dan iti­ba­ren Cum­hur­baş­kan­lı­ğı için büt­çe­den ay­rı­lan öde­nek­ler bir ön­ce­ki yıl­la­ra gö­re or­ta­la­ma yüz­de 4 ve 6 ara­sın­da ar­tı­rıl­mış­tır. An­cak 2008 yı­lı için büt­çe­den ay­rı­lan öde­nek âde­ta bir hid­ro­lik sıç­ra­ma ya­pa­rak, yüz­de 64'e ya­kın bir oran­da ar­tı­rı­la­rak 55 mil­yon 561 bin YTL ola­rak be­lir­len­miş ve Plan ve Büt­çe­de de ka­bul edil­miş­tir. Ör­nek ol­ma­sı ge­re­ken, ta­sar­ru­fu ön­ce­lik­le ken­di­si­nin yap­ma­sı ge­re­ken bir ku­ru­mun ve bu ku­rum­da dev­le­ti­mi­zi tem­sil eden­le­rin har­ca­ma­la­rı­nın bir­den­bi­re bu ka­dar yük­sek oran­da ar­tı­rıl­ma­sı tek ke­li­mey­le ka­mu vic­da­nı­nı ya­ra­la­mış­tır.
Ay­rı­ca yü­ce di­ni­mi­zin, is­ra­fın ha­ram ol­du­ğu­nu ve ina­nan­la­rın gös­te­riş, deb­de­be ve şa­ta­fat­tan da uzak dur­ma­la­rı la­zım gel­di­ği ko­nu­sun­da­ki emir­le­ri­ni, her­ke­sin de çok iyi bil­me­si ge­rek­mek­te­dir.
Do­la­yı­sıy­la Cum­hur­baş­kan­lı­ğı büt­çe­si­nin ge­çen yı­la gö­re böy­le bu ka­dar yük­sek ol­ma­sı biz­ce hiç de ör­nek alı­na­cak ve ör­nek olu­na­cak bir du­rum de­ğil­dir. Ba­sın­da çı­kan ve ger­çek ol­ma­ma­sı­nı di­le­di­ği­miz ba­zı ha­ber­le­rin, ba­zı ye­ni­lik­le­rin ve dü­zen­le­me­le­rin ya­pı­la­cak­mış gi­bi bir in­ti­ba ve­ril­me­si, bu ha­ber­le­ri ber­ta­raf ede­cek cid­di açık­la­ma­la­rın ya­pıl­ma­ma­sı, bu yü­ce ma­ka­mı ma­ale­sef yıp­rat­mak­ta­dır. El­bet­te ki Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı ör­nek gös­te­ri­len bir ma­kam ol­ma­lı ve yo­ğun is­ra­fın ya­şan­dı­ğı bir ma­kam ol­ma­ma­lı­dır. Mü­te­va­zı­lı­ğı el­den bı­rak­ma­dan, yok­luk ve yok­sul­luk­la bo­ğu­şan aziz mil­le­ti­mi­zi de in­cit­me­me­li­dir.
Bu­gün, Ame­ri­ka, Av­ru­pa ve baş­ka ül­ke­ler­de de cum­hur­baş­kan­la­rı­nın ko­nut­la­rı bel­li sü­re­ler­de de­net­le­ni­yor, el­den ge­çi­ri­li­yor, var­sa ek­sik ge­dik gi­de­ri­li­yor ya da ani bir bo­zul­ma­da he­men ona­rım ya­pı­lı­yor. Ama, hiç­bi­rin­de, ye­ni bir cum­hur­baş­ka­nı se­çil­di­ğin­de ko­nut baş­tan so­na el­den geç­mi­yor, za­ten bu­ra­ya se­çi­len in­san­la­rın da ak­lı­na gel­mi­yor. Çün­kü, on­lar bil­mek­te­ler ki, o köşk­le­rin ba­kım­la­rı sü­rek­li ya­pıl­mak­ta­dır ve so­nuç­ta da bu dav­ra­nış­lar, ne ya­zık ki, bu ma­kam­la­rın yıp­ran­ma­sı­na ve­si­le ol­mak­ta­dır.
2008 büt­çe­sin­de çok yük­sek olan tef­ri­şat gi­de­ri­nin 2009 ve 2010 yıl­la­rın­da da aza­la­ca­ğı ya da da­ha da art­ma­sı­nı an­la­mak­ta biz­ler güç­lük çe­ki­yo­ruz. Bu ra­kam­la­ra bak­tı­ğı­mız za­man, san­ki köşk otu­ru­la­maz ve bü­tün fonk­si­yon­la­rı ye­ter­siz hâ­le gel­miş gi­bi bir iz­le­nim bı­ra­kı­yor.
So­nuç ola­rak: Har­ca­ma ka­lem­le­ri­ne bi­raz da­ha dik­kat edil­me­li ve Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ma­ka­mı ke­sin­lik­le yıp­ra­tıl­ma­ma­lı­dır di­yor, bu duy­gu ve dü­şün­ce­ler­le 2008 yı­lı büt­çe­mi­zin mil­le­ti­mi­ze ve ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum.
,